Gaziantep… UNESCO tarafından tescillenmiş mutfağıyla sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da gastronomi başkentlerinden biri. Şehre adımınızı attığınız anda etrafınızı saran kebap, baharat ve fıstık kokusu size unutulmaz bir lezzet yolculuğunun kapılarını aralıyor. Eğer sadece bir gününüz varsa, bu süre içinde bile Gaziantep'in tadına varmanız mümkün!
Güne şehrin alametifarikasıyla başlayın: Ciğer kavurması. Gaziantepliler için sabah kahvaltısında ciğer yemek sıradan bir olay. Yanına bol sumaklı soğan, közlenmiş biber ve tazecik lavaşla gelen ciğer, damağınızda iz bırakacak.
Hemen ardından içinizi ısıtacak bir kase beyran çorbası iyi gider. Uzun süre kaynatılan et suyu, sarımsak, pirinç ve kuzu etiyle hazırlanan beyran; sabah saatlerinin gizli kahramanı. Baharatlı, yoğun ve enerji dolu…
Tatlıya geçmek için çok beklemeye gerek yok. Sırada çıtır çıtır katmer var. Antep fıstığı ve kaymakla doldurulan bu incecik hamur, gözünüz kadar midenizi de şımartacak. Üstelik taze taze fırından çıkan haliyle.
Öğleye doğru küşleme, simit kebabı ya da altı ezmeli kebap ile gerçek bir kebap şöleni yaşanmalı. Antep'te kebap, yalnızca bir yemek değil; adeta bir sanattır. Yanında közlenmiş sebzeler ve şalgamla mükemmel uyum sağlar.
Biraz mola vermek isterseniz, şehir merkezindeki tarihi sokaklarda yürüyerek sindirimi destekleyebilir; bakırcılar çarşısını gezip el emeği ürünlerle tanışabilirsiniz.
Öğleden sonra ise daha ev yapımı tatlara yönelin: Yuvalama, kuruluk dolması ve ekşili yemekler bu şehrin annelerinden ilham alınarak hazırlanır. Hem mideyi dinlendirir hem kültürle buluşturur.
Akşam olduğunda sofraya yeniden kebap döner, ama bu kez yanında bir klasik: Alinazik. Patlıcanın köz tadı, yoğurtla buluşur ve üzerine kuzu eti eklenir. Yanına biraz zahter salatası ve taze ayranla birleşince, tam anlamıyla bir başyapıt ortaya çıkar.
Tatlısız kapanış olmaz! Künefe, çıtır kadayıf, peynir ve fıstığın kusursuz birlikteliğiyle taçlandırır günü. Hafif şerbetli yapısıyla “bir porsiyon daha?” dedirtir.
Geceye doğru, yerel halkın sevdiği bir atıştırmalıkla noktayı koyun: Atom tost! İçindeki sucuk, kaşar ve bol baharatla hem nostaljik hem doyurucu bir deneyim sunar.
Gaziantep’te geçen 24 saatin ardından hem mideniz hem ruhunuz doymuş olacak. Bu şehir, sadece yemek yemeye değil; her lokmada geçmişi, kültürü ve emeği tatmaya davet ediyor. Lezzet dolu başka yolculuklar için Anka Tour adresini ziyaret edebilirsiniz.